27 Aralık 2010 Pazartesi
kelimeler
"birkaç tane biliyorum. duysan, ağlamak isteyeceğin. birkaç kelime biliyorum, asla, benden işitemeyeceğin."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
12 Aralık 2010 Pazar
intikam
"size huzuru getirmeyeceği öğretildi. bense kendim öğrendim."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
21 Kasım 2010 Pazar
intihar
çekerken tetiği, sulaması gereken çiçekleri bile düşünmedi.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
3 Kasım 2010 Çarşamba
kaybolmak
"bir yılı geçtikten sonra saymadım ne kadar olduğunu; fakat epey uzun zaman oldu yola çıkalı...
şimdi, değil nerde olduğumu, neden yola çıktığımı bile hatırlamıyorum."
şimdi, değil nerde olduğumu, neden yola çıktığımı bile hatırlamıyorum."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
26 Ekim 2010 Salı
the one who doesn't give a shit
umursanmayı bekler ve hiçbir zaman umursayanı da umursamazdı.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
kararsız
ağzını her açışında, konuşmak ile konuşmamak arasında kalan bir adam...
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
16 Ekim 2010 Cumartesi
yazar kilitlenmesi
işte burada, tam da bu satırlarda, yazarın anlatamadığı bir hikaye bulunmakta.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
25 Eylül 2010 Cumartesi
senaryo
fade in:
ekran karanlıktır. sonra, izleyicinin gözünün içine giren bir ışık görünür. sessizliği, kıça vurulan bir şaplak bozar. sessizlik yine ortama hakimdir.
ekran kararır.
bir saniye sonra sessizlik, haykırarak ağlayan bir bebeğin sesiyle, ikinci kez bozulur.
fade out.
ekran karanlıktır. sonra, izleyicinin gözünün içine giren bir ışık görünür. sessizliği, kıça vurulan bir şaplak bozar. sessizlik yine ortama hakimdir.
ekran kararır.
bir saniye sonra sessizlik, haykırarak ağlayan bir bebeğin sesiyle, ikinci kez bozulur.
fade out.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
21 Eylül 2010 Salı
iyi yalancı
-sen kötü bir yalancısın.
-hayır, hayır. sandığının aksine ben çok iyi bir yalancıyım. yoksa nasıl olurdu da, kötü bir yalancı olduğuma böyle birden bire inanmış olabilirdin?
-hayır, hayır. sandığının aksine ben çok iyi bir yalancıyım. yoksa nasıl olurdu da, kötü bir yalancı olduğuma böyle birden bire inanmış olabilirdin?
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
13 Eylül 2010 Pazartesi
kan davası
iki adam...
biri küfrediyor diğerine, fütursuzca. diğeri ise kafasında kuruyor, ilkini öldürmeyi. diğerine göre cahil, ilki. ilkine göre ölü sevici, diğeri.
biri artık biri, diğeriyse diğeri. artık ne yapsalar, dönemezler geri.
biri küfrediyor diğerine, fütursuzca. diğeri ise kafasında kuruyor, ilkini öldürmeyi. diğerine göre cahil, ilki. ilkine göre ölü sevici, diğeri.
biri artık biri, diğeriyse diğeri. artık ne yapsalar, dönemezler geri.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
9 Eylül 2010 Perşembe
ego
bir adam vardı, yüzünde her daim hiç ölmeyecekmiş gibi bir ifadesi olan. o ifadesiyle beraber gömdüler.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
6 Eylül 2010 Pazartesi
hafiflemek
"bir zamanlar bana ait olanda artık benden yana bir şey kalmayınca, kurtuldum ondan. kuş gibi hafifim artık."
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
29 Ağustos 2010 Pazar
kötü hissetmek
-amına koyayım!
-ne demek oluyor bu! açık konuş!
-açık açık amına koyayım.
-ne demek oluyor bu! açık konuş!
-açık açık amına koyayım.
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
26 Ağustos 2010 Perşembe
bocalamak
-hep kendim olmaya çalıştım.
-sonra ne oldu?
-insanların kafasında kimsem, onlar için ondan başkası olamayacağımı fark ettim.
-sonra ne oldu?
-insanların kafasında kimsem, onlar için ondan başkası olamayacağımı fark ettim.
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
19 Ağustos 2010 Perşembe
gerilim
-1932'den beri oraya giden geri dönemedi.
-iyi, ben de dönmeyi düşünmüyorum zaten.
-iyi, ben de dönmeyi düşünmüyorum zaten.
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
16 Ağustos 2010 Pazartesi
aile değerleri
"ben" dedi "babamı kaybettim.".
arkasında duran adam hiçbir şey söylemedi.
"benim yerime dimdik ayakta duran babamı..."
"artık gidelim mi?" diye sordu arkadaki adam. çocuk başıyla işaret etti. adam, çocuğun tekerlekli sandalyesini ittirmeye başladı ve mezarlıktan ayrıldılar.
arkasında duran adam hiçbir şey söylemedi.
"benim yerime dimdik ayakta duran babamı..."
"artık gidelim mi?" diye sordu arkadaki adam. çocuk başıyla işaret etti. adam, çocuğun tekerlekli sandalyesini ittirmeye başladı ve mezarlıktan ayrıldılar.
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
3 Ağustos 2010 Salı
sıvışma
uyanmayacağını umarak, yataktan sessizce kalktım. giyindim. çıkarken seslendi:
"gidiyor musun?"
bir saniye durdum:
"hayır. sadece, kalmıyorum."
"gidiyor musun?"
bir saniye durdum:
"hayır. sadece, kalmıyorum."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
30 Temmuz 2010 Cuma
başka bir hayat, harcanmaya gelmez...
"belki başka bir hayatta..." diyecek oldu.
"başka bir hayatta mı? burada bu fırsata sahipken ve bunu böylesine de güzel mahvetmişken... başka bir hayatta da niçin seninle vakit harcayayım?"
"başka bir hayatta mı? burada bu fırsata sahipken ve bunu böylesine de güzel mahvetmişken... başka bir hayatta da niçin seninle vakit harcayayım?"
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
18 Temmuz 2010 Pazar
boş boğaz
"hiç çok sevdiğiniz birisini kaybettiniz mi?"
soru karşısında afallamış, belli belirsiz gözleri buğlanmıştı. başını eğer gibi oldu ama yanıtladı: "evet."
"ne fena! ben hiç kaybetmedim..."
soru karşısında afallamış, belli belirsiz gözleri buğlanmıştı. başını eğer gibi oldu ama yanıtladı: "evet."
"ne fena! ben hiç kaybetmedim..."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
17 Temmuz 2010 Cumartesi
tek umursayan
-arkadaşlık... içi boşaltılsa da değerli bir kavram hiç şüphesiz...
-peki bugün, kimin için değerliymiş?
-benim için değerli! belki sadece benim için... ama yine de değerli...
-peki bugün, kimin için değerliymiş?
-benim için değerli! belki sadece benim için... ama yine de değerli...
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
7 Temmuz 2010 Çarşamba
pişman
"eskiden, sarhoş olmasa da benimle sevişen bir sevgilim vardı. eşeklik etmeyip, onunla evlenmeliydim..."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
2 Temmuz 2010 Cuma
unutma
bir psikolog anlayabilir mi ne düşünür, bir diğerini yakabilen bir insan ya da bir sosyolog anlatabilir mi, yakılmaktan henüz kurtulan insanın etrafını çeviren toplulumu?
yananların acısı dineli çok oldu, ruhları şad olsun.
yaşayanlar devam etmekteler acı çekmeye bu "yangın yeri"nde.
yananların acısı dineli çok oldu, ruhları şad olsun.
yaşayanlar devam etmekteler acı çekmeye bu "yangın yeri"nde.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
28 Haziran 2010 Pazartesi
kısa
sana göre anlamsız, bana göre anlamlı.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
26 Haziran 2010 Cumartesi
unutan bir adamın anıları -4-
artık buna dayanamaz hale geldim. artık bu eziyeti tek seferde sonsuza dek çözme isteği içindeydim. av malzemeleri satan bir dükkana gittim ve bir silah satın aldım.
kafama silahı dayadım, düşünürsem yapamayacağımı biliyordum içten içe... yine de düşündüm ve nihayetinde vazgeçtim. şimdilik bu fikri ertelemeye karar verdim, silahı kaldıracağım çekmecede duran iki silah daha olduğunu gördüm. yanlarında da beyaz kaplı bir defter... bir günlük...
bir önceki gün tarihli sayfada "intihar etmeyi beceremiyorsun, artık denemeyi bırak." yazıyordu. ondan da önceki gün tarihli sayfada ise:
"artık bu eziyeti tek seferde sonsuza dek çözeceğime karar verdim ve bir silah satın aldım; fakat intihar etmeyi beceremedim."
kafama silahı dayadım, düşünürsem yapamayacağımı biliyordum içten içe... yine de düşündüm ve nihayetinde vazgeçtim. şimdilik bu fikri ertelemeye karar verdim, silahı kaldıracağım çekmecede duran iki silah daha olduğunu gördüm. yanlarında da beyaz kaplı bir defter... bir günlük...
bir önceki gün tarihli sayfada "intihar etmeyi beceremiyorsun, artık denemeyi bırak." yazıyordu. ondan da önceki gün tarihli sayfada ise:
"artık bu eziyeti tek seferde sonsuza dek çözeceğime karar verdim ve bir silah satın aldım; fakat intihar etmeyi beceremedim."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
11 Haziran 2010 Cuma
unutan bir adamın anıları -3-
unutacağımı bildiğimden boynuma asmak üzere bir kağıda kimlik bilgilerimi ve adresimi yazdım, arkasına da ekledim:
"ihtimal ki gazı açık unutmuşumdur, elektrik düğmelerine dokunmadan evvel içeriyi iyice havalandır."
"ihtimal ki gazı açık unutmuşumdur, elektrik düğmelerine dokunmadan evvel içeriyi iyice havalandır."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
27 Mayıs 2010 Perşembe
unutan bir adamın anıları -2-
bugün, yine cebimde ismimin, soy ismimin ve adresimin yazılı olduğu bir kart bulunca doktora gitmeye karar verdim.
evime yakın bir doktor olacaktı, ona gitmeye karar verdim. muayenehaneden girdiğimde, sekreteri beni güleryüzle karşıladı. doktorun odasına girdiğimde beni adımla beraber selamladı ve ekledi:
"hatırlamakta güçlük çektiğinizi tahmin ediyorum."
evime yakın bir doktor olacaktı, ona gitmeye karar verdim. muayenehaneden girdiğimde, sekreteri beni güleryüzle karşıladı. doktorun odasına girdiğimde beni adımla beraber selamladı ve ekledi:
"hatırlamakta güçlük çektiğinizi tahmin ediyorum."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
26 Mayıs 2010 Çarşamba
unutan bir adamın anıları -1-
okuduğum kitaplardaki karakterlerin isimlerini unutmamla başladı her şey ve başladığında önemli olmadığını düşündüm.
çıktığım sınavlardan sonra soruları unutuyordum ki bu da o kadar olağandışı bir şey gibi gözükmüyordu gözüme.
aynı hikayeleri anlatıp duruyordum aynı insanlara ve farkında bile değildim.
tüm bunlar yeni başlıyordu ve daha da kötüleşmeden durmayacaktı.
çıktığım sınavlardan sonra soruları unutuyordum ki bu da o kadar olağandışı bir şey gibi gözükmüyordu gözüme.
aynı hikayeleri anlatıp duruyordum aynı insanlara ve farkında bile değildim.
tüm bunlar yeni başlıyordu ve daha da kötüleşmeden durmayacaktı.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
19 Mayıs 2010 Çarşamba
recm
"ilk taşı babama attırdılar, gelmedin. ağabeylerim birer birer, öfkeyle savurdular kollarını, yine yoktun. iftira eden kocam taşı attığında da gelmedin.
şimdi nasihat ettiğin dürüstlüğünle söyle ey yaradan, sen tüm adaletinle beraber ben katledilirken neredeydin?"
şimdi nasihat ettiğin dürüstlüğünle söyle ey yaradan, sen tüm adaletinle beraber ben katledilirken neredeydin?"
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
11 Mayıs 2010 Salı
cinayet
yapamaz sanıyordu... içinde bulunduğu ızdırap dayanılmaz olmasaydı asla da yapamazdı; fakat çektiği acı gözlerinden okunuyordu ve bu yüzden yapmalıydı.
zar zor kaldırdı kolunu. bir an için göz göze geldiler. "yapma" der gibiydi...
ancak yapamayacağını düşündüğünü yaptı ve tetiğe asıldı. ilk denemesinde beceremedi. öylesine takati yoktu ki...
bir sonraki seferde ise kulakları delip geçen bir ses yükseldi bir an için.
çok sevdiği atının bacağı kırıldığı için, onu vurmak zorunda kalmıştı...
zar zor kaldırdı kolunu. bir an için göz göze geldiler. "yapma" der gibiydi...
ancak yapamayacağını düşündüğünü yaptı ve tetiğe asıldı. ilk denemesinde beceremedi. öylesine takati yoktu ki...
bir sonraki seferde ise kulakları delip geçen bir ses yükseldi bir an için.
çok sevdiği atının bacağı kırıldığı için, onu vurmak zorunda kalmıştı...
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
2 Mayıs 2010 Pazar
kelimelerin anlatamadığı
yalnız başına, kendi hayatını yaşıyordu, halinden de memnundu; fakat anlatmak isteyince kelimelerle tarif edemediği bir şey vardı. şöyle derdi:
"keyif aldığım şeyleri yapıyorum. geziyorum, eğleniyorum, istiyorsam bunalıma giriyorum... yine de bir şey eksik... benimle olması gereken, ihtiyaç duyduğum... sürekli anahtarımı ya da cüzdanımı unutmuş gibiyim; fakat bilmiyorum.
bir yaren mi ihtiyaç duyduğum, yoksa şemsiyemi mi evde unuttum?"
"keyif aldığım şeyleri yapıyorum. geziyorum, eğleniyorum, istiyorsam bunalıma giriyorum... yine de bir şey eksik... benimle olması gereken, ihtiyaç duyduğum... sürekli anahtarımı ya da cüzdanımı unutmuş gibiyim; fakat bilmiyorum.
bir yaren mi ihtiyaç duyduğum, yoksa şemsiyemi mi evde unuttum?"
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
25 Nisan 2010 Pazar
değişmesin istediği...
bir şarkı çalıyordu radyoda...
"bir gün hiç doğamadı güneş ve bitti..."
adamda eşlik ediyordu radyodaki şarkıya...
"bir gün hiç doğamadı güneş ve bitti..."
halbuki hiçbir şey bitmiyordu. bitsin istiyordu. hiçbir şey değişmiyordu...
fakat yine de değişsin istemiyordu.
"bir gün hiç doğamadı güneş ve bitti..."
adamda eşlik ediyordu radyodaki şarkıya...
"bir gün hiç doğamadı güneş ve bitti..."
halbuki hiçbir şey bitmiyordu. bitsin istiyordu. hiçbir şey değişmiyordu...
fakat yine de değişsin istemiyordu.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
emekli
"yazmayı ne zaman bıraktın?"
"çenemi, bileğimden daha çok çalıştırdığım gün."
"çenemi, bileğimden daha çok çalıştırdığım gün."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
10 Nisan 2010 Cumartesi
büyüdükçe öğrenilen
"annesini ilk görüşünde sevmeyi öğrenir bebek. bilmem kaç yaşına gelince yürümeyi, bilmem kaç yaşında konuşmayı...
peki ne zaman öğrenir insanlardan nefret etmeyi?"
peki ne zaman öğrenir insanlardan nefret etmeyi?"
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
9 Nisan 2010 Cuma
hayat ziyanlığı
"sana kalsa ben ve benim yaşadığım bu hayat, ziyan olup gidiyor ve ben hiç bir zaman senin "başarı"larından hiçbirini edinemeyeceğim."
"..."
"fakat bu benim zerre umrumda değil. seninkini yaşamaktansa, kendi hayatımı yaşamayı tercih ederim."
"..."
"fakat bu benim zerre umrumda değil. seninkini yaşamaktansa, kendi hayatımı yaşamayı tercih ederim."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
28 Mart 2010 Pazar
uzun hikaye
"..."
"çok uzun hikaye..." dedi. sigarasından bir nefes alıp, söndürdü ve lafını sürdürdü:
"ve bu hikaye seninle başlıyor..."
"çok uzun hikaye..." dedi. sigarasından bir nefes alıp, söndürdü ve lafını sürdürdü:
"ve bu hikaye seninle başlıyor..."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
bir derin düşünce
"böylesine sevmezken beni, öylesi seviyorum ki seni... uykularımı kaçıracak kadar, hayal kurarak bile mutlu olacak kadar... bazen düşünmeden edemiyorum."
"neyi?"
"ya bir de sevseydin beni..."
"neyi?"
"ya bir de sevseydin beni..."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
23 Mart 2010 Salı
istanbul
"güzel şehir ve sen yokken de seviyorum ben onu. belki güzel olan bir şey eksiliyor sen yokken; fakat senin gidişinle beraber beni üzen bir şey de kalmıyor artık..."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
20 Mart 2010 Cumartesi
karanlık
apartman her zaman olduğundan daha sessizdi. dar ve dik merdivenleri dikkatlice indim. anahtarımla kapıyı açtım. içeri girdim. içerisi karanlıktı ve ışıkları açabilmek umuduyla elektrik anahtarını el yordamıyla buldum.
sonra fark ettim ki ışıklar, aydınlatmıyorlardı artık...
sonra fark ettim ki ışıklar, aydınlatmıyorlardı artık...
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
15 Mart 2010 Pazartesi
yas
bir an için omuzlarında büyük bir ağırlık hissetti ve ayakta duramayacağını anlayınca dizlerinin üstüne çöktü. destek almak için elini yere koydu. içindeki acıyla beraber, elini yumruk yapmak için kapadı. elini kaldırdı, avucundaki toprağın parmaklarının arasından kurtulmasına izin verdi.
"babalar, evlatlarını toprağa vermemeli..."
"babalar, evlatlarını toprağa vermemeli..."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
13 Mart 2010 Cumartesi
ideal (!) çift
-bir kere olsun dinle beni be adam!
-bir kere olsun bırak konuşayım be kadın!
-bir kere olsun bırak konuşayım be kadın!
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
5 Mart 2010 Cuma
sabırsız
"yeni nesil acayip sabırsız ya hu, daha martın başında doğum yapıyorlar."
"minnoş'u diyorsun değil mi? sorma, bunlar çok arsız çıktılar."
"minnoş'u diyorsun değil mi? sorma, bunlar çok arsız çıktılar."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
2 Mart 2010 Salı
izafî
"her insan için ayrı akıyor zaman..."
"benim için ne kadar hızlı geçiyorduysa seninle birliktiyken, senin için bir o kadar yavaştı yani..."
"evet..."
"üzgünüm; fakat bu üzüntüm senin için ne kadar hızlı geçecekse benim için ise o kadar yavaş geçecek..."
"benim için ne kadar hızlı geçiyorduysa seninle birliktiyken, senin için bir o kadar yavaştı yani..."
"evet..."
"üzgünüm; fakat bu üzüntüm senin için ne kadar hızlı geçecekse benim için ise o kadar yavaş geçecek..."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
27 Şubat 2010 Cumartesi
yazmak
"mümkün olsaydı, yüzüne karşı, söylemek isterdim seni nasıl sevdiğimi; fakat değil."
"ben de hep hayalini kurdum, en azından söylemeyi deneyebileceğini."
"deneyebilirim; ama korkuyorum başarırsam diye... başarırsam ve bırakırsam yazmayı, zaten söyleyebiliyorum diye..."
"ben de hep hayalini kurdum, en azından söylemeyi deneyebileceğini."
"deneyebilirim; ama korkuyorum başarırsam diye... başarırsam ve bırakırsam yazmayı, zaten söyleyebiliyorum diye..."
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü,
yazmak
21 Şubat 2010 Pazar
merdivenleri çıkarken
yukarıya yalnızca engellerle dolu dimdik bir merdivenden çıkabilirdi. bu yolu seçti. binbir güçlükle; tüm saygınlığını, zenginliğini ve gücünü de elde etti.
sadece kendisine olan saygısını kaybetti.
sadece kendisine olan saygısını kaybetti.
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
14 Şubat 2010 Pazar
sıcak yuva
"ben geldim..." diye seslendi adam olağan neşesiyle, mutfaktaki karısına.
cevap alamayınca da kendi kendine mırıldandı, "pek de istenmediğim bir yere."
cevap alamayınca da kendi kendine mırıldandı, "pek de istenmediğim bir yere."
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
3 Şubat 2010 Çarşamba
bencillik
gözlerinden iki damla yaş süzüldü, "biri senin, biri benim için..." dedi.
"hayır, ikisi de senin için."
"hayır, ikisi de senin için."
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
30 Ocak 2010 Cumartesi
keder
"niçin bu kadar üzgünsün?" diye sordu. dolu gözlerle, "çünkü sen, beni hiç bilmediğim bir yere götürdün." yanıtladı çocuk. "peki ya niçin bu kadar üzgünsün?" diye tekrar sordu.
"çünkü beni orada yalnız başıma bıraktın ve gittin."
"çünkü beni orada yalnız başıma bıraktın ve gittin."
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
8 Ocak 2010 Cuma
öfke -2-
ince ince akan musluktan dolan bir bardak gibi, içinde usul usul yükselen bir ateş vardı. konuşacak olsa sözleri, bakacak olsa gözleri karşısındakini yakabilirdi. dimdik duruyor ve tek kelime etmiyordu. bastığı yerler alev alıyordu sanki. tüm bunları bilmeksizin kız sordu:
-iyi misin?
-evet.
-iyi misin?
-evet.
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
5 Ocak 2010 Salı
komik
ve pek de trajik...
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)