bugün, yine cebimde ismimin, soy ismimin ve adresimin yazılı olduğu bir kart bulunca doktora gitmeye karar verdim.
evime yakın bir doktor olacaktı, ona gitmeye karar verdim. muayenehaneden girdiğimde, sekreteri beni güleryüzle karşıladı. doktorun odasına girdiğimde beni adımla beraber selamladı ve ekledi:
"hatırlamakta güçlük çektiğinizi tahmin ediyorum."
27 Mayıs 2010 Perşembe
26 Mayıs 2010 Çarşamba
unutan bir adamın anıları -1-
okuduğum kitaplardaki karakterlerin isimlerini unutmamla başladı her şey ve başladığında önemli olmadığını düşündüm.
çıktığım sınavlardan sonra soruları unutuyordum ki bu da o kadar olağandışı bir şey gibi gözükmüyordu gözüme.
aynı hikayeleri anlatıp duruyordum aynı insanlara ve farkında bile değildim.
tüm bunlar yeni başlıyordu ve daha da kötüleşmeden durmayacaktı.
çıktığım sınavlardan sonra soruları unutuyordum ki bu da o kadar olağandışı bir şey gibi gözükmüyordu gözüme.
aynı hikayeleri anlatıp duruyordum aynı insanlara ve farkında bile değildim.
tüm bunlar yeni başlıyordu ve daha da kötüleşmeden durmayacaktı.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
19 Mayıs 2010 Çarşamba
recm
"ilk taşı babama attırdılar, gelmedin. ağabeylerim birer birer, öfkeyle savurdular kollarını, yine yoktun. iftira eden kocam taşı attığında da gelmedin.
şimdi nasihat ettiğin dürüstlüğünle söyle ey yaradan, sen tüm adaletinle beraber ben katledilirken neredeydin?"
şimdi nasihat ettiğin dürüstlüğünle söyle ey yaradan, sen tüm adaletinle beraber ben katledilirken neredeydin?"
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
11 Mayıs 2010 Salı
cinayet
yapamaz sanıyordu... içinde bulunduğu ızdırap dayanılmaz olmasaydı asla da yapamazdı; fakat çektiği acı gözlerinden okunuyordu ve bu yüzden yapmalıydı.
zar zor kaldırdı kolunu. bir an için göz göze geldiler. "yapma" der gibiydi...
ancak yapamayacağını düşündüğünü yaptı ve tetiğe asıldı. ilk denemesinde beceremedi. öylesine takati yoktu ki...
bir sonraki seferde ise kulakları delip geçen bir ses yükseldi bir an için.
çok sevdiği atının bacağı kırıldığı için, onu vurmak zorunda kalmıştı...
zar zor kaldırdı kolunu. bir an için göz göze geldiler. "yapma" der gibiydi...
ancak yapamayacağını düşündüğünü yaptı ve tetiğe asıldı. ilk denemesinde beceremedi. öylesine takati yoktu ki...
bir sonraki seferde ise kulakları delip geçen bir ses yükseldi bir an için.
çok sevdiği atının bacağı kırıldığı için, onu vurmak zorunda kalmıştı...
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
2 Mayıs 2010 Pazar
kelimelerin anlatamadığı
yalnız başına, kendi hayatını yaşıyordu, halinden de memnundu; fakat anlatmak isteyince kelimelerle tarif edemediği bir şey vardı. şöyle derdi:
"keyif aldığım şeyleri yapıyorum. geziyorum, eğleniyorum, istiyorsam bunalıma giriyorum... yine de bir şey eksik... benimle olması gereken, ihtiyaç duyduğum... sürekli anahtarımı ya da cüzdanımı unutmuş gibiyim; fakat bilmiyorum.
bir yaren mi ihtiyaç duyduğum, yoksa şemsiyemi mi evde unuttum?"
"keyif aldığım şeyleri yapıyorum. geziyorum, eğleniyorum, istiyorsam bunalıma giriyorum... yine de bir şey eksik... benimle olması gereken, ihtiyaç duyduğum... sürekli anahtarımı ya da cüzdanımı unutmuş gibiyim; fakat bilmiyorum.
bir yaren mi ihtiyaç duyduğum, yoksa şemsiyemi mi evde unuttum?"
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)