kimsenin, bir saniye olsun durmadığı bir meydanda; kimsenin kulak asmadığı bir adam, var gücüyle bağırıyordu:
"dualarınızı siperlere saklayın, ailenizle vedalaşın... bir savaş yaklaşıyor arkadaşlarım! ve biz kaybediyoruz."
27 Aralık 2011 Salı
11 Aralık 2011 Pazar
o quam cito transit gloria mundi
tertemiz bir kağıda, bir şeyler yazdı. sonra da uyudu ve uykusunda eceliyle öldü.
daha sonraları intihar notu olduğu anlaşılmayacak kağıtta şöyle yazıyordu: "ve işte böylece geçiyor dünyanın ihtişamı..."
daha sonraları intihar notu olduğu anlaşılmayacak kağıtta şöyle yazıyordu: "ve işte böylece geçiyor dünyanın ihtişamı..."
Etiketler:
55 fiction,
edebiyat,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
2 Aralık 2011 Cuma
bir seri katilin anıları -2-
babası, onun içindeki öldürme dürtüsünü fark etmişti. karşısındaki oğlu değil, öz kardeşini öldüren bir caniydi. ancak "aradığın huzuru böyle bulamayacaksın..." diyebildi, boynundaki ip konuşmasını güçleştiriyordu.
babasının ayaklarının altındaki sandalyeyi -tavana bağlı ip öyle kısaydı ki boğulmamak için parmak uçlarında yükseliyordu- çekerken, gözlerine bakmadan şöyle dedi:
"yine de ne aramayı ne de öldürmeyi bırakacağım..."
babasının ayaklarının altındaki sandalyeyi -tavana bağlı ip öyle kısaydı ki boğulmamak için parmak uçlarında yükseliyordu- çekerken, gözlerine bakmadan şöyle dedi:
"yine de ne aramayı ne de öldürmeyi bırakacağım..."
28 Kasım 2011 Pazartesi
sır
yan yana oturuyorduk. saçlarını açtı ve elbisesini üzerinden düşürürken, "sırlardan..." dedi, "haz etmiyorum.". "yine de hepimizin bir tane var." dedim.
parmaklarını saçlarımın arasına sokarken, bakışlarıyla onayladı: "benim ki de sensin..."
parmaklarını saçlarımın arasına sokarken, bakışlarıyla onayladı: "benim ki de sensin..."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
24 Kasım 2011 Perşembe
bir seri katilin anıları -1-
henüz 17 yaşındaydı. ilk cinayetini işlediği gün de kasım ayının sonlarına denk geliyordu. hafifçe bir dokunuşun ardından, boşlukta süzülüşünü izledi, küçük kardeşinin. "şok geçiriyor" diye düşündüler, sakin sakin oturduğunu gördüklerinde.
o ise ailesinin ondan nefret edeceğini ve hatta hapsi boylayacağını sanıyordu. bu işten sıyrılabileceğini hiç düşünmemişti.
o ise ailesinin ondan nefret edeceğini ve hatta hapsi boylayacağını sanıyordu. bu işten sıyrılabileceğini hiç düşünmemişti.
20 Kasım 2011 Pazar
tutku cinayeti
bir adamın eli, bir kadının boynunda... adamın elleri kuvvetli, kadının boynu narin... ve adamın elleri, önceleri şehvetli, şimdiyse öfkeli.
ve şimdi kadının boynu buz gibi.
ve şimdi kadının boynu buz gibi.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
26 Ekim 2011 Çarşamba
adsız -9-
tüm gücüyle, tüm bildikleriyle saldırmak istedi. tek bir kelime ile onu alt etmeyi...
böylesi belki daha mutlu edecekti; ancak yine de sustu.
böylesi belki daha mutlu edecekti; ancak yine de sustu.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
20 Ekim 2011 Perşembe
yersiz
bu dünya ona göre bir yer değildi. sonraları fark etti ki o da bu dünyaya pek uygun değildi. böyle böyle önce konuşmayı, sonra da duymayı bıraktı.
ve daha çocuktu.
ve daha çocuktu.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
17 Ekim 2011 Pazartesi
edgü
hangi dilden konuştuysa nuh, teknesine doluşan hayvanlarla, o dilden yazdı. en hayvan olanımız bile, okudu mu anlardı.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
14 Ekim 2011 Cuma
adsız -8-
"nasılsın?" diye sordu, zorakî...
"yanında huzur bulduğum kimse kalmadı," dedim, "sen gittikten sonra.".
"yanında huzur bulduğum kimse kalmadı," dedim, "sen gittikten sonra.".
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
11 Ekim 2011 Salı
adsız -7-
en yakınındaki beş kişiyi vurup, intihar etmeyi düşündü. sonra aklına, vuracağı kişilerin aileleri geldi. o anlamıştı ki asla bir katil olmayacaktı.
neyse ki intihar ile cinayet aynı şey değildi.
neyse ki intihar ile cinayet aynı şey değildi.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
8 Ekim 2011 Cumartesi
adsız -6-
sevdiği herkesin kalp atışlarını bir kez olsun dinlemişti. böylece ne zaman özlese, elini kendi göğsüne koyarak, biraz olsun hasretini giderebilirdi.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
5 Ekim 2011 Çarşamba
adsız -5-
kumda uzanıyordum ve dalgalar yükseldiğinde, ancak boynuma kadar geliyordu.
dalgalar çekilirken beni de okyanusa doğru çekiyordu. daha önce hiç böylesi bir güçle istendiğim olmamıştı.
dalgalar çekilirken beni de okyanusa doğru çekiyordu. daha önce hiç böylesi bir güçle istendiğim olmamıştı.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
2 Ekim 2011 Pazar
araf
ne soğuk ne de sıcaktı teninde hissettiği rüzgar. eski usül analog bir fotoğraf makinasıyla çekilmiş gibi siyah beyazdı görebildiği her şey.
üzgün değildi ve mutlu da hissetmiyordu.
hemen yakınındaki kapkara ağacın, bembeyaz gölgesine oturdu ve beklemeye koyuldu...
üzgün değildi ve mutlu da hissetmiyordu.
hemen yakınındaki kapkara ağacın, bembeyaz gölgesine oturdu ve beklemeye koyuldu...
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
30 Eylül 2011 Cuma
adsız -4-
biri, "bir sefer daha" diye dileyip de elde ettiği tüm seferleri mahvederken;
diğeri, dilediği hiçbir "seferi" dahi elde edemedi.
diğeri, dilediği hiçbir "seferi" dahi elde edemedi.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
28 Eylül 2011 Çarşamba
uyku sersemi
Uykusunda
inliyen karısını dürtüp: "Gece böylesine inledin mi, beni aldattığını
düşünmeden edemiyorum."
Karısı,
uyanamamış olacak ki yanıtladı: "Şüphe etmekte o kadar haklısın
ki..."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
25 Eylül 2011 Pazar
ölüm -3-
yalın ayakla bir odaya girdiğimi hatırlıyorum. hayır, hayır... ondan öncesinde yerde yatıyordum. az evvelinde sapasağlam ayaktaydım. burnumdaki koku herhalde ki ölümün kokusuydu ve kulaklarım hiçbir şey işitmiyordu.
ondan sonrasında yalın ayakla bir odaya girdiğimi hatırlıyorum.
ondan sonrasında yalın ayakla bir odaya girdiğimi hatırlıyorum.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
13 Eylül 2011 Salı
boğaza -1-
çok küçükken, her gün boğazı geçtiği ve her seferinde martılarla simidini paylaştığını hayal ettiği olmuştu.
ancak -her gün boğazı geçiyor olsa da- bir sefer dahi martılara simit atmadı.
ancak -her gün boğazı geçiyor olsa da- bir sefer dahi martılara simit atmadı.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
11 Eylül 2011 Pazar
kavga
karşısında duran iki adama baktı. yüzlerinde herhangi bir ifade yoktu.
gözlüklerini çıkarırken zihninde yüz birinci kere kendisine "hassiktir" diyordu. yumruklarını sıkıp adamlara doğru koşmaya başladığında ise tek düşündüğü şey, yemek üzere olduğu dayaktı.
gözlüklerini çıkarırken zihninde yüz birinci kere kendisine "hassiktir" diyordu. yumruklarını sıkıp adamlara doğru koşmaya başladığında ise tek düşündüğü şey, yemek üzere olduğu dayaktı.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
15 Ağustos 2011 Pazartesi
radyo
oturmuşum, parazitlerden ötürü doğru dürüst duyamadığım bir radyo spikerinin hiç anlamadığım bir dilde okuduğu şiirleri dinliyorum.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
7 Ağustos 2011 Pazar
eski sevgili
eskiden, bir eski sevgilim vardı. vakitli vakitsiz arardı:
"akşam ne yapıyorsun?"
"hiç."
"bana gelsene."
her seferinde yeniden beraber olacağımızı düşünürdüm:
"konuşacak mıyız?"
"istersen konuşuruz da..."
ve tanrı -iyi ki- kadını yarattı.
"akşam ne yapıyorsun?"
"hiç."
"bana gelsene."
her seferinde yeniden beraber olacağımızı düşünürdüm:
"konuşacak mıyız?"
"istersen konuşuruz da..."
ve tanrı -iyi ki- kadını yarattı.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
29 Haziran 2011 Çarşamba
adsız -3-
"yürümeye başladığından beri düzgün yürüyebil diye aldığın zerafet dersleri, söyleyemediğin r'leri düzeltmek için 12 yaşından beri diksiyon dersleri, her hareketin ahenkli olsun diye aldığın dans dersleri...
ve bunca şeyden sonra mutlusun, çünkü göğüslerin doğal."
ve bunca şeyden sonra mutlusun, çünkü göğüslerin doğal."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
22 Haziran 2011 Çarşamba
adsız -2-
bir sonraki günü göremeyebilecek kadar hastaydı ve ben ziyaretine gittiğimde ona kitap okuyordum. ne okuyacağımı sordum, dokuzuncu hariciye koğuşu'nu uzatıverdi. kaldığı sayfayı bir zarfla ayırmış, okuduğu son cümleyi ise kurşun kalemiyle işaretlemiş. devam ettim:
"görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki; bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum."
boğazımda bir şeyler düğümlendi, sustum.
"görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki; bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum."
boğazımda bir şeyler düğümlendi, sustum.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
4 Haziran 2011 Cumartesi
adsız -1-
etrafımda koşuşturan insanlara baktım. bağrıyorlardı, telaşlıydılar. sayıları artıp duruyordu. aralarından iki tanesi yatağıma kadar gelip yüzüme baktı ve diğerlerine dönüp bir şeyler söyledi. telaşlıydılar.
ben, onca telaşlı insanın arasında, huzurla ölüyordum.
ben, onca telaşlı insanın arasında, huzurla ölüyordum.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
29 Nisan 2011 Cuma
ara
yanyana iki yatakta, yanyana iki çocuk yatıyordu.
-sen bir kere öldün, anlatsana nasıl bir şeydi?
-önce sadece bir ışık vardı. benim üzerime düşüyordu ve gerisi karanlıktı. sonra gözlerim alıştı ve kalabalığı gördüm, sonra bir de mikrofonu... mikrofona yaklaştım, bir bilen vardır belki, nerede olduğumu soracaktım. alkışlamaya başladılar. sonra fark ettim, bütün sevdiğim insanlar oradaydılar. sonra görmeye başladım ardımda duran orkestrayı. sonra bıraktım endişelenmeyi, "şarkı söyleyeyim ya" dedim. orkestra bir şeyler çalmaya başladı, o ara da doktorlar beni hayata döndürmüş, şarkıyı söyleyemedim.
-sen bir kere öldün, anlatsana nasıl bir şeydi?
-önce sadece bir ışık vardı. benim üzerime düşüyordu ve gerisi karanlıktı. sonra gözlerim alıştı ve kalabalığı gördüm, sonra bir de mikrofonu... mikrofona yaklaştım, bir bilen vardır belki, nerede olduğumu soracaktım. alkışlamaya başladılar. sonra fark ettim, bütün sevdiğim insanlar oradaydılar. sonra görmeye başladım ardımda duran orkestrayı. sonra bıraktım endişelenmeyi, "şarkı söyleyeyim ya" dedim. orkestra bir şeyler çalmaya başladı, o ara da doktorlar beni hayata döndürmüş, şarkıyı söyleyemedim.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
24 Nisan 2011 Pazar
beckett'e
"hep denedik, hep yenildik samuel. her seferinde daha iyi yenildik. yenilmek... yenilmek değil de, denemek... denemek, eskitiyor insanı."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
1 Nisan 2011 Cuma
mülkiyet
"istediğim her şeye sahibim." dedi. zengindi ve evet, haklıydı.
tek bir şey söyleyebildim:
"istemediğin her şeyin sahibi de benim."
tek bir şey söyleyebildim:
"istemediğin her şeyin sahibi de benim."
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
10 Mart 2011 Perşembe
hikaye
bu, bir hikayenin başlangıcıdır ve ardından gelecek noktayla, aynı zamanda da sonu.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
26 Şubat 2011 Cumartesi
tutulma
ve işte masasında oturmuş kıpırdamadan duruyordu.
elinde kalemi ve zihninde bir türlü yazamadığı kelimeler...
elinde kalemi ve zihninde bir türlü yazamadığı kelimeler...
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
18 Şubat 2011 Cuma
sosyal ağ
buraya, kendinizle ilgili bir şeyler yazın:
...
...
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
7 Şubat 2011 Pazartesi
sorumsuz
binlerce tercihi önüne dizilirdi; fakat yine de hiçbirini seçmezdi. "birini seçecek olsam, omuzlarıma yükleyeceği sorumluluğu düşünebiliyor musun?" derdi.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
29 Ocak 2011 Cumartesi
öpücük
bir ilişkiyi başlatanından ziyade, bitireni özgür kılıyordu her birimizi...
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
5 Ocak 2011 Çarşamba
öfke -3-
öfkesi, her içinden geçişinde tüylerini ürpertirdi ve bir gün bile terk etmedi onu.
aynada sadece kendi gördü gözlerinde, sadece yalnızken sövdü, yalnızdı ne zaman bağırıp çağırmak istese, her seferinde...
kimseyi de inandıramadı bu yüzden, içinde nefes alan ve ruhuyla beslenen öfkesine.
aynada sadece kendi gördü gözlerinde, sadece yalnızken sövdü, yalnızdı ne zaman bağırıp çağırmak istese, her seferinde...
kimseyi de inandıramadı bu yüzden, içinde nefes alan ve ruhuyla beslenen öfkesine.
Etiketler:
55 fiction,
kısa,
minimal,
orhun kayaalp,
öykü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)