20 Ekim 2013 Pazar

yıldırım

doğduğu gece, ardı arkası kesilmemiş yıldırımların. o yüzden de yıldırım koymuşlar adını. bir ömür, hep hakkını da verdi... çalışkandı, birinin yardıma ihtiyacı olsun ilk el uzatan o olurdu, cenaze namazlarında hep en ön saftaydı.

nihayete ererken ömrü, bir tek adı vardı sahip olduğu. o da ona yetmişti.

16 Ekim 2013 Çarşamba

tenefüs

zil çaldığında ikimiz de sınıflarımızın kapısında dikilir, gelene geçene kapıyı açmayı kendimize görev bilirdik. kısa kısa da olsa, ona bakabildiğim anları kaçırmak istemezdim. küçüktük, ne diyebileceğimi bir türlü bilemezdim. öylece bir şeyler olsun diye beklerdim.

güzel şeyler, onları bekleyen insanların başına gelmezmiş. sonraları öğrendim...

29 Temmuz 2013 Pazartesi

dedektif

telefondaki ses "ikimiz de biliyoruz ki beni yakaladığında, yaptıklarım bir yana, aklımdan geçirdiğim şeyler için dahi yargılanacağım."

adımlarımı sıklaştırdım, nihayet önünde durduğum kapı kilitli değildi. kapıyı araladığımda, elinde telefonuyla beni beklediğini gördüm. göz göze geldik. sesini duyabiliyordum ve sesi aynı zamanda telefonumdan da geliyordu:

"ancak yine de her şey için çok geç olacak..."

24 Temmuz 2013 Çarşamba

başyapıt

"kendinden büyük bir şey yarat."

zımpara çekmekten nasır tutmuş eline batan kıymığı çıkartırken, aklından geçen cümle bu oldu. sonra bir adım geri çekildi ve üzerindeki tahta tozunu silkeledi.

sonunda tabutunu bitirmişti.